Beden DiliBlog Yazısı

Beden Dili

 



 


Söze dayanmayan iletişim, aynı zamanda, ortaya konulmaya çalışılan niyet ve anlık durumlar açısından da değişiklik gösterebilir. Konuşurken, genellikle, sözcükleri planlayarak kullanırız. Örneğin, "Lütfen bu iş için bana Cuma gününe kadar tekrar uğrayın” dediğimizde, bilinçli bir amacımız vardır. Bir dakikada da olsa, gönderdiğimiz mesajı evirir çevirir ondan sonra göndeririz. Fakat, söze dayanmayan iletişime başvurduğumuzda, bazen, amaçlı davranmayabiliriz. Örneğin, kaşlarımızın çatılması, yüzümüzün kızarması, bizim amaçlı olarak gösterdiğimiz davranışlar değildir. Bu davranışlar, doğal olarak gerçekleşirler. İsteğimiz dışında duygularımız, tüm suratımıza yazılıverir.


Nitekim, şu terimi duymuş olmalısınız. “İnsanlardan sürekli sözsüz iletişim sızar” bu, istesekte istemesekte vücudumuzun mesaj göndermesi kaçınılmazdır anlamına gelir. Bunu engelleyemeyiz. Yüz kızarması engellenmesi mümkün olmayan ve en iyi örnektir.


Ancak, birisiyle karşılaştığınız anda, o kişi gördükleri ve hisleri ile sizi yargılar. Bu işlemin kendisi 10 saniyeden az sürse de etkisi kalıcıdır. Karşınızdaki ile iletişim kurup kuramayacağınız çoğu zaman bu ilk karşılaşma gönderdiğiniz sinyallere bağlı olabilir.


 


Bazen bir hareket bin söze bedeldir. Bir kişiyle iletişim kurduğumuzda söylediklerimiz ne kadar önemliyse hareketlerimizle o kişide bıraktığımız etki de o kadar önemlidir. El-kol hareketleri, mimikler, dokunma, vücut pozisyonu... İş yaşamında başarılı olmak isteyen kişi, iletişim kurduğu kişilerin sadece söylediklerini değil, yüzü, eli, kolu ve bedeniyle yaptıklarını da duymalıdır.


Günümüzün rekabet ortamındaki yönetim stratejilerine göre yönetici ve kişilerarası ilişkilerle uğraşan herkesin sözsüz iletişimi yani beden dilini anlayıp kullanması önemlidir. Ne aradığınızı bildikten sonra, karşınızdakini bir kitap gibi okuyabilirsiniz. İnsan bedeninin 700.000’den fazla farklı hareket yapabildiği, bunların 60’a yakın ayrı sembolik işaret ve el hareketi olarak sınıflandırılabildiği söylenmektedir. Bu hareket ve işaretlerden bazılarını bilmek daha iyi iletişim kurmanızı sağlar. Öne eğilen başın “evet”, iki parmağınızla gözlerinizi göstermek “izle”, parmaklarınızı saçınızda dolaştırmak hayal kırıklığı, gülümseme veya sırıtmanın evrensel bir mutluluk işareti, ağlamanın da üzüntü anlamına geldiğini hepimiz biliriz. Tüm bu anlamları bize sağlayan sözsüz iletişimin bir ürünüdür.


Sözsüz iletişim; jestler, göz hareketleri ya da ses nitelikleri gibi karşımızdaki kişi ya da kişilere bir iletinin (mesajın) iletilmesinde kullanılan bir tür koddur. Bu kodlar, sadece o an ve etkileşimin oluştuğu yere göre iletiler verebilir. Sesinizin tonu konuya ve dinleyicilerinize karşı o andaki tutumunuzu gösterir; geçen haftaki duygularınız hakkında bir ileti göndermez. Dolayısıyla, sözsüz iletişim bedenimizin yarattığı iletilerle sınırlı, fakat taşıdığı anlam yönüyle karşımızdakileri etkileme bakımından çok güçlüdür.


İnsan bedeni, yukarıda da belirtildiği gibi, iletilerin karşımızdakilere sunulması amacıyla kullanılan kodların başlıca taşıyıcısıdır. Bu kodlar çok değişik biçimlerde sınıflandırılabilir.


 

Scroll to Top