Pilotlar Günü Kutlu Olsun - Pilotları TanıyalımBlog Yazısı

Pilotlar Günü Kutlu Olsun - Pilotları Tanıyalım

Pilot nedir?


Bir hava vasıtasını kullanmak ve idare etmekle vazifeli kimse. Pilot kelimesi genellikle havacılıkla ilgili bir terim olmakla birlikte; uzman deniz kaptanlarına, bazı yöneticilere de pilot ismi verilmekte; deneme mahiyetinde yapılan işler ve bu işlerin yapıldığı yerler de"pilot iş", "pilot bölge" olarak adlandırılmaktadırpilot


Tarihi: İnsanlar yaratıldıklarından beri uçmaya çalışmışlar, birçok kişi de başarılı veya başarısız neticelenen uçuş denemeleri yapmıştır: Bizde Hezarfen Ahmed Çelebi, BatıdaLeonardo da Vinci gibi. Ancak bunların uçmayı denedikleri araçlar kendi kontrollerinde olmadığı, hatta kontrolü mümkün olmadığından bu gibi kimselere pilot demek mümkün değildir.


Havacılık tarihinin ilk pilotu sayılabilecek kişi 1895’te çift kanatlı planörüyle birçok uçuş denemeleri yapan Alman teknisyen Otta Lilienthal’dir. 1896’da Amerikalı Samuel Pierpont Longley ilk defa motorlu bir uçak kullandı. Ancak kısa bir müddet sonra buharlı uçağı ile birlikte Washington yakınlarındaki Potamac Nehrine düştü. 1899’da Orwille ve Weilbur Wright Kardeşler ilk petrol yakıtlı uçağı kullanan pilotlar oldular. 1909’da Louis Blériot, Manş’ı ilk defa uçakla geçti. 1910’da Walter R. Brookings, 1852 m’ye çıkarak yükseklik rekorunu kıran ilk pilot oldu.


Osmanlıların ilk pilotları ise 1911’de Fransa Blério Tayyare Mektebinde talim gören Yüzbaşı Fesa Evrensev ve Teğmen Yusuf Kenan beylerdi.


1912 senesinde İstanbulSefaköy’de kurulan Hava Mektebinin yetiştirdiği pilotlar, BalkanSavaşlarında büyük yararlık gösterdiler. Teğmen Nuri Bey bu tarihlerde Edirne-İstanbul arası (200 km) uçarak ilk uzun mesafe uçuşunu yaptı. 1914’te İslam Birliğini temin etmek gayesiyle İstanbul’dan Kahire’ye (2500 km) uçan pilotlardan Teğmen Fethi Bey, Taberiye Gölü civarında; Teğmen Nuri Bey de Yafa’da kaza yaparak havacılık tarihimize ilk şehit pilotlar olarak geçtiler.


Birinci Dünya Savaşı başında ABD’de sadece 16 pilot vardı. 1915’te 250’ye çıkan bu miktar savaş sonunda 1500’ü çok aştı. Savaş esnasında Fransa’nın 3000, Almanya’nın da 2500 pilotu vardı. 1924’teAmerikan ordusuna bağlı uçak pilotları iniş kalkışlarla 175 günde ilk defa dünya etrafında dolaştılar. 1927’de Charles Lindberg ilk defa New York-Paris arasını uçakla geçen pilot oldu.



Uzay çalışmaları başlayana kadar pilotluk alanında mühim bir ilerleme kaydedilmedi. 1962’de Sovyet Hava Kuvvetlerinde Albay olan Yuri Alekseyeviç Gagarin dünyanın ilk feza pilotu sıfatını kazandı. 14 Nisan 1981’de uzay Mekiği Columbia’nın pilotları John Yougn ve Robert Crippen bir feza aracını dünya yüzüne uçak gibi indirmeye muvaffak olarak, pilotluk tarihine son başarıyı kazandırdılar. Pilotlar askeri, ticari, amatör veya sportif diye tasnif edilir. Kullandıkları hava vasıtasına göre ise: 1. Sabit kanatlı araç (uçak) pilotu,


2. Döner kanatlı araç(helikopter) pilotu, 3. Jet pilotu,


4. Feza pilotu (astronot-kozmonot) olarak gruplandırılmaktadırlar.


Yaptığı görevler düşünüldüğünde: Bir askeri pilot, keşif yapmak, verilen bir hedefi tahrip etmek, yaklaşan bir düşman uçağını havada düşürmek veya hareketinden caydırmak, havadan ikmal yapmak gibi vazifeler yapar. Ticari uçak pilotlarının en önde gelen vazifeleriyse uçaklarında taşıdıkları yolcu veya yükü salimen götürülmesi icab eden yere iletmek, tehlike anında da en az hasarla karaya indirmektir.


Amatör pilotlar da ya zevk için veya ilaçlama, spor, seyahat gibi gayeler için uçarlar. Bütün pilotlar bu gibi vazifeleri yaparken hem kokpitte (pilot kabininde) bulunan göstergeleri kontrol etmek, hem etrafı gözlemek, hem de yer istasyonları ile irtibat kurarak etrafındaki uçan vasıtalardan haberdar olmak mecburiyetindedir. Bu da çok büyük bir dikkat sarfı ile mümkün olabilir. Savaş uçaklarının hızları diğerlerinden daha fazla olduğundan, böyle uçaklarda pilotun yapacağı küçük bir hata, istenmeyen neticeler doğmasına sebep olabilir. Pilotun herhangi bir arıza vukuunda en kısa müddet zarfında, en münasip kararı verebilmesi için; meydana gelebilecek bozuklukları, bunları gidermek için yapılacak işlemleri ezbere bilmesi, bunları adeta bir refleks hareketi kadar çabuk yerine getirebilmesi icab eder. Ortaya çıkan problemleri halletmek ve pilotun rahat bir zeminde uçağı kullanması için yardımcı sistemler ve teçhizat geliştirilmiştir. Bunlar; oksijen azaldığında otomatik olarak dışardan gaz temin eden oksijen sistemi, iç basıncı münasip bir seviyede tutan basınçlandırma sistemi, uçak aşırı alçaldığında pilotun dikkatini çeken ikaz sistemi gibi mekanizmalardır. Son senelerde, bilhassa rotası belli olan yolcu uçaklarında kullanılan otomatik pilotlar sayesinde, uçağı kullanana sadece


indirme-kaldırma işi kalmıştır.


Uçuş esnasında da pilot; kask, oksijen maskesi, akselerasyonun (ani basınç değişiklikleri) meydana getirdiği rahatsızlıklara mani olucu basınç elbisesi, kaza veya arıza vukuunda kullanılan otomatik fırlatıcılı paraşüt, deniz üzerinde yapılacak atlamalar için can yeleği, göz kamaşmasına mani olucu gözlük (kaska bağlı da olabilir), kağıt kalem, meskun olmayan bölgelere yapılan mecburi iniş veya atlama sonrasında hayatını devam ettirebilmesi için, lüzumlu malzeme gibi teçhizatı üzerinde veya yanında bulundurur.


Pilot yetiştirme: Uçuş işinin hayli tehlikeli olması, pilot yetiştirilmesine de büyük ehemmiyet verilmesini mecbur kılmaktadır. Böyle olmasına rağmen ilmi manada pilot eğitimi uzun müddet ne Türkiye’de ne de Batıda yapılamamış, bu tür çalışmaların başlaması ancak 1960’lardan sonra gerçekleşebilmiştir. Günümüzde dünyanın çeşitli ülkelerinde değişik metodlarla pilot eğitimi yapılmaktadır. Milli Havacılık ve Uzay Teşkilatı NASA- astronot adaylarını binlerce saat uçuş yapmış pilotlar arasından seçmektedir. Dünyada en mükemmel şekilde pilot yetiştiren kuruluş ise Alman Lufthansa Havayolu Şirketidir.


Türkiye’de ise hali hazırda üç kaynaktan pilot yetiştirilmektedir. Bunlardan:


1. Hava Kuvvetleri Uçuş Okulu: Hava Kuvvetlerinin ihtiyacı olan pilotların temel ve tekamül jet eğitim öğretimini yaptırır.


2. Kara Kuvvetleri Uçuş Okulu: Kara Kuvvetlerinin, Jandarma’nın, harita ve Emniyet Genel Müdürlüklerinin ihtiyaçları olan uçak ve helikopter pilotlarını yetiştirir.


3. Türkkuşu: Türk Hava Kurumunun ihtiyacını karşılar ve kendi adlarına pilot olmak isteyenleri eğitir. Türk Hava Yolları da pilotlarını genellikle Hava Kuvvetlerinin tecrübeli mensupları arasından seçmektedir.


Değişik, dar bir kabin içerisinde zor bir vazife yapan pilot, zaman zaman fizyolojik olarak çeşitli problemlerle karşılaşabilir. Bunlar oksijen azalması(hipoksi), heyecana bağlı olarak nefes alma sayısı ve derinliğinin artması (hipervantilasyon), ani yükseliş, düşüşler neticesi göz kararması ve şuur kaybı, gece ve bulut içi uçuşlarında mekana zuhur eden denge cihazının (vestibül) yanılması ve buna bağlı olarak intibaksızlık hissedilmesi (vertigo) gibi rahatsızlıklardır. Bunlar istenmeyen fakat ekseriyette ortaya çıkmasına mani olunamayan durumlar olduğundan, pilotun kendisini böyle durumlara ruhi olarak hazırlaması icab eder.


Pilotun tahminen 1 saat 15 dakikalık (1 sortilik) uçuşta kaybettiği enerji, maden işçisinin bir günde kaybettiği enerjiye eşittir.


Evet!


Pilot kimmiş, neymiş, öğrendik, bu meslek ne kadar zor ama ne kadar zevkli olduğunu da gördük.


26 Nisan Pilotlar Günüdür.


Tüm Pilotlarımızı kutlarız!

Scroll to Top