yazılarınızı 5 adımda okutunBlog Yazısı

yazılarınızı 5 adımda okutun

yazılarınızı 5 adımda okutun


“Bu konuyu karşılıklı konuşalım. Bu şekilde yazışarak bir yere varamayız” cümlesini eminim duymuşsunuzdur. Yazarak anlaşmak gerçekten zor bir iştir. Karşı tarafı ikna etmek ve güven uyandırabilmek için tüm benliğinizle yazdığınız, doğru kelimeleri bulmaya çalışırken kılı kırk kere yardığınız zamanları hatırlayın. Eğer bir web siteniz varsa demek istediğimi çok iyi anlamışsınızdır.


Müşterilerinize gönderdiğiniz e-postalarda, ürünlerinizin tanıtım metinlerinde, SSS ve Hakkımızda sayfalarında, web sitenizin her yerinde gerçekten çaba harcanmış, değerli içerikleriniz var. Ne yazık ki bu çaba kimsenin umrunda değil!


İnsanlar her geçen gün daha az okuyor. Burada 2000 ile 2013 yılları arasında, web sitesi ziyaretçilerinin okuma süreleri karşılaştırılmış. Bu günlerde ortalama bir insanın, bir web sayfasındaki yazıların en fazla %28’ini okuduğunu biliyoruz.


İnsanlar yazılarınızı görmezden geliyorsa onlarla nasıl iletişim kuracaksınız? İyi bir web deneyimi ancak iletişim bariyerlerini aştıktan sonra tasarlanabilir. O halde işte size yeni nesil web kullanıcısının dikkatsizliğine karşı kullanabileceğiniz bir kaç püf noktası…


Reklamcılar gibi konuşun


Reklam ajanslarından çıkan beylik cümleler sizin için can sıkıcı olabilir. Fakat reklamcılar, insanları nasıl ikna edeceklerini iyi bilirler. Ustalara kulak kabartın. Bir web sayfasının %28’inin ancak okunduğunu hatırlarsak; yazdığınız cümlelerden hangisinin, bu dilime gireceğini bilemezsiniz. En iyisi her cümleniz kendi başına bir anlam ifade etsin. Bu bir ürün tanıtım metni ise her cümle o ürünü tanıtabilecek gücünün olması gerekir.


Mesela, “Spotify yeni müzikler keşfetmek için idealdir. Keşfet sayfanda sürekli olarak dinlediklerine göre yeni müzik önerileri gelir. Yeni favori şarkıların seni bekliyor.”


Kısa cümleler kurun


Cümlelerinizi kısa tutun. -Eğer şansınız varsa- Ortalama bir insan, 8 saniye kadar metinlerinize ilgi gösterebilir. Uzun cümleler ve kelimeler saniyelerinizi boş yere harcar. Hiçbir kullanıcı çekoslovakyalılaştırılabilmek istemez. Türkiye’deki okuma alışkanlığının nüfusa oranla %0,1 düzeyinde olduğunu hesaba katarsak ziyaretçilerimizden hızlı ve rahat okuma tecrübesi bekleyemeyiz. Fakat metinlerimizin okunabilirliğini test ederek, daha kolay okunan içerikler hazırlayabiliriz.


Söyleyeceklerinizi maddeleyin



  •          Bir ürün ya da servisin özelliklerini maddeler halinde yazabilirsiniz.

  •          Maddeler blok halindeki yazılara göre çok daha kolay okunurlar.

  •          Hızlı taramak ve aradığını rahatça bulmak söz konusu olduğunda gruplanmış metinler gibisi yoktur.

  •          Nasıl kolay okunuyor öyle değil mi?


Onların ağzından konuşun


Eğer geniş bir hedef kitleye hitap ediyorsanız teknik terimler ve o kitlenin aşina olduğu kelimeleri kullanabilirsiniz.


Mesela Adobe, “Daha güçlü AAF dışa aktarıcı, Premiere Pro ile DAW sistemleri arasında sorunsuz iş akışları sağlar.”


Ama hedef kitlenizi daraltamıyorsanız, genele hitap etmek gibi bir kaygınız varsa herkesin anlayabileceği kelimeleri kullanın. Seçtiğiniz kelimelerin farklı kültürde farklı anlamlara gelmediğinden emin olun. Okuyucunun psikolojik düzeyini hesaba katın ve bazı insanların beyninde olumsuz kodlanabilen kelimelerden kaçının. Bir bilgisayar oyunundan bahsederken düşmanları öldürmek” cümlesi “düşmanları yok etmek” cümlesi kadar eğlenceli sayılamaz.


Yazılarınızı destekleyen görseller kullanın


İçeriklerinizi görsel -hatta video- kullanımı ile desteklemek iyi bir fikirdir. Yazı halinde veremeyeceğiniz duygular ya da çok kısa cümleler görseller ile desteklenmek ister.  Mesela Airbnb’nin web sitesi sizi “Evinize hoş geldiniz” diye bir cümle ile karşılıyor. Bu cümlenin hemen arkasında ise evinizin huzurunu yansıtan, keşfetme ve seyahat etme isteği uyandıran minik videolar oynatıyor.


Sonuç; Web siteleri şimdilik, hala yazıyla iletişim kurabiliyor. Yani yazmaya devam.


 

Scroll to Top